Iñárritu ve İlham Kaynağı “Yol”
Amores Perros (2000), Birdman (2014) ve The Revenant (2015) gibi filmleriyle tanıdığımız Meksikalı yönetmen Alejandro González Iñárritu, Stephen Lowenstein’ın 2008’de çıkan “My First Movie, Take Two” adlı kitabında sinemayla ilgilenmeye başlamasının ilk etkeninin Yılmaz Güney ve Şerif Gören’in 1982 yapımı “Yol” filmi olduğundan söz ediyor.
Kitapta sinemayla ilgilenmeye nasıl başladığıyla ilgili bir soruya Iñárritu şöyle yanıt veriyor:
“Gençliğimde daha çok müzikle ilgileniyordum. Tam bir müzik manyağıydım. Albümler satın alırdım ve sürekli onları çalardım. İlk olarak Yılmaz Güney’in ‘Yol (1982)’ adındaki filmini izlediğim zaman sinemayla ilgilenmek istemiştim. Bu filmin beni gerçekten sarstığını hatırlıyorum. Artık daha olgundum –sanırım 17 yaşındaydım- ve şöyle dedim ‘Bu inanılmaz bir şey, ben de sinemanın bir parçası olmak istiyorum.’ O zamanlar bende etki bırakan üç film vardı. Birincisi Yol, ikincisi babamın da favorilerinden olan Midnight Cowboy (John Schlesinger, 1969) ve bir diğeri de Sergio Leone’nin Once Upon a Time in America (1984) filmi. Ayrıca görsellik açısından da Ridley Scott’ın Blade Runner (1982) filminden etkileniyordum. O zamanlar tüm bu filmler ve bu filmlerin müzikleri benim için çok önemliydi. Vangelis’in Blade Runner için bestelediği müzikler inanılmazdı. Ennio Morricone’nin Once Upon a Time in America için yaptığı müzikler ve Midnight Cowboy’da çalan şarkılar harikaydı. Yol’un müzikleri de mükemmeldi. Bu bahsettiğim üç film -Yol, Midnight Cowboy, Once Upon a Time America- çok insancıl, çok gerçekçi ve dramatikti. Benimle bazı duygularla birlikte müzikal olarak iletişime geçiyorlardı. ‘Burada bir şeyler oluyor.’ diyordum kendi kendime.”
Iñárritu’nun Amores Perros (2000), 21 Grams (2003) ve Babel (2006) gibi filmlerindeki karakterlerinin -çok karakterli Yol filminde olduğu gibi- birbirleriyle kesişen hayatlarını düşündüğümüzde de aslında taşlar yerine oturmuş oluyor.